8 Haziran 2016 Çarşamba

Haftalık #2: İnsan ne kadar kaçabiliyorsa o kadar kaçtım kendimden.




30.05.2016 - 06.06.2015

Siz mutlu küçük baloncuk bir hayat anlatmak isterdim ama maalesef hayat bu aralar çok zor. Küçük sevimli şeyler anlatıp mutluymuş gibi yapabilirdim. Aslında mutluyum da kocaman bir ama sıkıştırmak gerekiyor araya. Çok yoruldum bu ara benim olmayan problemlerin hayatımın yörüngesini değiştirmesinden. Hayat bir şekilde geçiyor şunun şurasında 25'e ne kaldı? Çok çabuk büyüdük...

Büyüme hevesim hiç olmadı ama büyümek çocuk ruhumun kursağına takıldı. Koştum koştum ama her bir hayalimi teker teker uzaklaştırmak zorunda kaldım hayatta. Neden? Çünkü biz şanslı doğmamıştık. Kendi tırnaklarımızla kazmak zorundaydık hepimiz. Ben bir çok insana göre çok çok şanslı olabilirdim. Ama gözümüze sokulan "o" hayatlar var ya işte onlar hep bu mutsuzlukların sebebi.

Her şey bu kadar sahteyken nasıl gerçek kalabiliriz? Tek bir model var mesela. Tek tip insan. Tek tip mükemmel. Zengin, zayıf, güzel? Kime en güzel? Kime göre en güzeliz? Kim en güzel sever? Hayır hayır aşırı kilolu olmayı savunmuyorum o bir yerde sağlık. Ama kimse göre en güzel bedenin içindesiniz? Kimin mükemmeli sıfır beden? Çok sahte çok...



Kafamın içinde binlerce tilki hiç biri birbirine değmeden dolaşıyor. Çözülmesi gereken bir sürü sorun varken, gitmem gereken yollar bitmiyor. Bir gün huzurlu olsam öteki güne yetmiyor. Kapatsam bütün kendimi, sarılsam en sevdiklerime ama sınırlarımı kaldırsalar. Ben dünya olsam, dünyaya doysam. Güneş bir gün şehir şehir dolaşırsa bizi. Kapatsam kendimi biraz nefes alsam. Dursam! Artık koşmasam.

Başkalarının sorunları demiştim ya. Kendi sorunlarımdan kaçtıkça kendimle her gece yüzleşmem bir o kadar sert vurdu yüzüme. Ne yapıyorsun Ece! Mutluluk bu kadar zor olmamalı. En sevdiklerin bile mutluluğunu sana bağlamamalı. Senin mutluluğun içinde olmalı. Koş Ece kaçabildiğin kadar kaç kendinden her gece yatağımda gafil avlanıyorum kendime ya neyse...

Ama sizler iyi ki varsınız. Kocaman bir ailem varmış gibi hissediyorum kendimi. Hiç bir zaman maskeler arkasına saklanmayacağım ben. Çünkü sizler varsınız. Her biriniz teker teker. İyi ki varsınız. 


Öptüm sizi kocamaan. 
Ece X.


30 Mayıs 2016 Pazartesi

Haftalık #1: Mükemmel Hayatlar

Selammm...

Bloğuma uzun bir ara vermiştim. Şimdi farklı bir düzenle geri dönüyorum. Benim bu yola çıkarken sıkıldığım, bıktığı hatta artık YETEEER!! diye bağırıp kendi bloğumu ve youtube kanalımı açmama sebep olan tüm "diğer" blogger ve vloggerın gözümüze soka soka yaşadıkları "Mükemmel Hayatlar"ın tam tersi olacak bu haftalıklar. 

Bütün her şeyin en iyisi ve en güzeli onların olsun, tüm gerçeklikler bize kalsın. Belirli bir kalıbın içerisinde yaşayan insanlara tepki olarak tüm gerçekliğiyle yazılarımı sizinle paylaşmaya karar verdim. Defter koleksiyonu videomu yayımladığımda bana en çok sorunlar soru, defterlerime neler yazdığımdı. En özelleri bana kalacak şekilde kendimi size defterlerimden kesitlerle anlatacağım. 

O hafta yediğimi, içtiğimi, giydiğimi tabi ki gözünüze gözünüze sokacağım o ayrı konu...
Sosyal medyada paylaşmadığım kalıpsız resimleri burada bulabileceksiniz. Beni merak edenler için hayatın özendirlen kısımları yerine size dümdüz duygularımı yazacağım. Kısa uzun bazen üşenip yazamayabilirim de. Mazur görün bu aralar kafam biraz gidik çünkü. Hazırsanız upuzun açıklamadan sonra ilk haftalığıma başlıyorum.



"Haftanın Şarkısı: Coldplay - Adventure Of A Lifetime"

23.05.2016 - 29.05.2016


Yollar bitmek bilmiyor gibi. Deniz ne kadar dalgalı olursa o kadar uzun sürüyor geri dönüşler. Gidişler hep biraz daha uzun, kalmak ise bazen ihanet gibi. Seçim yapmadan sevdiklerimden birinin mutluluğu için benimde bu kadar çabalamam gerektiğini bilmiyordum. Bazen ailenin en küçüğü en büyüğü olmak zorunda kalabiliyor. Çünkü atlanan ve görülemeyen şeyleri küçükler en ince ayrıntsına kadar seziyor. Aşk sen ne kadar büyük ve yücesin, hep gülümsemelerle gel sevdiklerime...

Koşuşturma içinde insan gelecek kaygılarını bir kenara bırakabiliyor. Gece yastıkla buluştuğunda düşünceler durmak bilmeyen tilkiler dolaşıyor. Günlerdir 4-5 saat uykuyla dayanıyorum. Sağlık her şeyden önemli de herkes nefesini tutmayı bıraksa daha huzurlu olacak geceler.

Kaçıp gidesim var, herkesten her yerden. Ya da saklanmak bilmiyorum. Tatil ihtiyaç mı yoksa uydurduğumuz bir şey mi bilmiyorum ama deniz bir terapi dalgaların her bir kıyıya vurma sesi huzuru beraberinde getiren bir yudum limonata gibi. Ege sahillerine gitmeyeli ne kadar oldu? Özledim İzmir'i. Kısa mesafeli önerilere hayır diyemem doğrusu. Kaçıp gidesim var da kalanları da yanımda götürmek istiyorum. Bavulların içine insan koyabilsek keşke...

Gözlerde görülen mutluluk bütün yorgunlukları atabiliyormuş. Canımın diğer yarısını böyle mutlu görmek, azıcık da olsa benim tuzum olduğunu bilmek... Nasıl güzelsiniz, nasıl genç ve nasıl taze... Tazeliğiniz bitmesin, iyi niyetinizi hiç kaybetmeyin. İyi niyetine güvenmek lazım  insanların, iyi niyetli olmak lazım... Ayaklarıma vuran ayakkabı hiç önemli değil, ben tüm iyiliğimle bütün iyilikleri verdim. Mutluluk onlara emanet.

Ne kadar erken seçim yapmak zorunda bırakılıyoruz farkında mısınız? Ben hala kendimi üniversiteye hazırlanıyor gibi hissediyorum, Bırak 24'ü 20 bile fazla bana. Yapılacak o kadar fazla şey varken herkesin acelesi nereye? Gidilecek şehirler, dans edilecek şarkılar var... Hiç bir şeye geç kalmıyoruz, nedir bu acele?

Çok öpüyorum sizi...

Ece X.